Cevâb: Niyyeti (dille) telaffuz etmek, bütün ibâdetlerde bid'attir. Bu yüzden kişi abdest alırken "Allâh'ım abdest almak için niyyet ettim" demez. Yine namâza başlarken "Namâz kılmaya niyyet ettim", sadaka verirken "Sadaka vermeye niyyet ettim", oruç tutarken "oruç tutmaya niyyet ettim", hac yaparken "hac yapmaya niyyet ettim" demez. Hiç bir ibâdette Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem'den niyyeti (dille) telaffuz ettiği vârid olmamıştır. Kişi neden niyyetini (dille) telaffuz eder ki? Niyyetin yeri kalb değil midir?
Allâh Azze ve Celle: "Andolsun, insânı biz yarattık. Nefsinin ona ne vesveseler vermekte olduğunu da biliriz." [Kâf-16] buyurmuyor mu? Evet! Allâh böyle buyuruyor. Allâh senin niyyetini en iyi bilendir. (O, nefsinde olanları bildiği hâlde) nasıl olur da Rabbine niyyetini bildirirsin? (Niyyeti diliyle telaffuz eden) "Telaffuzu, içimdeki Allâh'a olan ihlâsı göstermek için yapıyorum." diyebilir. Biz de ona deriz ki: İhlâsın yeri de kalbtir.