«15/150»
«Kadın, kocasının yatağını mazeretsiz terk ederek sabahlarsa, melekler sabaha kadar o kadına lânet ederler.» (Müslim)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem İçin Kurban Kesebilir miyiz?

Şeyh Abdulmuhsin el-Abbâd'a soruldu: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem İçin Kurban Kesebilir miyiz?

Şeyh Abdulmuhsin el-Abbâd'a soruldu: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem İçin Kurban Kesebilir miyiz?

Cevap: Kişi kurban kestiğinde kurbanını kendisi ve âilesi adına keser, âilesinden hem hayatta olan hem de ölü olan kimseler için kesebilir. Yine eğer bir kişi ona (ölümünden sonra) kendisi için kurban kesmesini vasiyet ederse onun için kurbanı keser.

Onun adına tasadduk amacıyla ölü için ona özel ve mustakil olarak kurban kesmeye gelince, sünnette buna delâlet eden bir şey bilmiyoruz. Ancak kişinin kendi kurbanını (niyyetine onları katarak) hem kendisi ve hem ehli için veya ölmüş ya da hayatta olan akrabaları için kesmesinde bir sakınca yoktur. Zira sünnette buna delâlet eden delîller mevcuttur. Buna ölüler de dâhildir. Ancak kendinden bir vasiyet olmaksızın ölü için müstakil olarak ayrı bir kurban kesmek hakkında sünnette buna delâlet eden bir şey bilmiyorum.

Ebû Dâvûd'un zikrettiği, Ali radıyallâhu anhu'nun kurban olarak (biri kendisi diğeri de Rasûlullah için olmak üzere) iki tane koç kestiği ve ardından 'Kendisi için de bir kurban kesmemi Nebî sallallahu aleyhi ve sellem vasiyet etti" dediği hadîs, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'den sâbit değildir. Çünkü hadisin isnâdındaki râvîlerden biri mechûldür, bu mechûl dışında ilim ehlinin kendisi hakkında aleyhinde konuştukları biri daha vardır. Özet olarak bu hadîs Nebî sallallahu aleyhi ve sellem'den sâbit değildir.

Kişi Nebî sallallahu aleyhi ve sellem'e kendi sebebiyle yüksek bir derece ve yüce bir mertebe gibi bir şey ulaştırmak istiyorsa bizzat kendisi için sâlih amelleri arttırmakta gayretli olması gerekir. Çünkü Yüce Allah bu amellerinden dolayı ona verdiği ecrin aynısını Nebî sallallahu aleyhi ve sellem'e de verir. Zira insanları hayra yönelten Nebî sallallahu aleyhi ve sellem'dir. «Kim de bir hayra öncülük ederse ona o hayrı yapanın ecrinin aynısı vardır.»

Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: «Kim bir hidâyete (hayırlı bir işe) dâvet ederse bu hayrı yapanların ecirlerinin aynısı ona da yazılır. Bu da diğerlerinin ecirlerinden hiç birşey eksiltmez. Kim de bir dalâlete (sapıklığa) dâvet ederse bu dalâleti yapanların günahlarının aynısı ona da yazılır ve bu da diğerlerin günahlarından  hiç birşey eksiltmez.»

Bundan dolayı Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'e ilkinden sonuncusuna kadar bütün ümmetinin ecirlerinin aynısı vardır. Allah'ın onu paygamber olarak göndermesinden kıyâmete kadar baştan sona butün ümmetinin ecirlerinin aynısı ona da yazılır. Çünkü insanları hakka ve hidâyete irşâd eden odur. Yine o, Allah'ın kendisiyle insanları karanlıklardan aydınlığa çıkardığı kimsedir. İnsanlar hayır ve hidâyet nâmına neye ulaşmışlarsa bu onun sebebi, delâleti ve irşâdıyladır. Bundan dolayı kişiye düşen, bizzat kendisi için sâlih ameller hususunda gayret etmektir. Kişi kendisi için sâlih amaller işler ve sonra da Allah ona verdiği ecrin aynısını Nebîsi Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'e de verir. Onun adına özel olarak kurban kesmesine veya onun adına özel ameller yapmasına da gerek yoktur. Çünkü kişi eğer kendisi için amelleri yaptığında zaten Yüce Allah yaptığı amellerin sevabının aynısını Nebî sallallahu aleyhi ve sellem'e de verir.

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'den sonra sevap ve ecirlere ulaşma bakımından insanların en nasipli ve bahtiyar olanları onun ashâbıdır. Çünkü sahâbîler Nebî sallallahu aleyhi ve sellem'den hakkı ve hidâyeti alan ve insanlara aktaran kimselerdir. Onlar Nebî sallallahu aleyhi ve sellem ile diğer insanlar arasındaki vâsıtadırlar. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'den bir sünnet ezberleyen ve bunu insanlara aktaran herkese Yüce Allah bu sünnetle amel eden herkesi amellerine karşılık sevaplandırır ve sonra da bu sünneti Nebî sallallahu aleyhi ve sellem'den aktaran sahâbîye bu sünnetle amel edenin aldığı sevâbın aynısını verir. Çünkü Nebî sallallahu aleyhi ve sellem'den de sâbit olan bir hadîste o şöyle buyurmuştur: «Kim de bir hayra öncülük ederse ona o hayrı yapanın ecrinin aynısı vardır.»

Biraz önce zikrettiğim gibi yine Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: «Kim hidâyete (hayırlı bir işe) dâvet ederse bu hayrı yapanların ecirlerinin aynısı ona da yazılır. Bu da diğerlerini ecirlerinden hiç birşey eksiltmez. Kim de bir dalâlete (sapıklığa) dâvet ederse bu dalâleti yapanların günahlarının aynısı ona da yazılır ve bu da diğerlerin günahlarından hiç birşey eksiltmez.» Hadisi Müslim Ebû Hurayra'dan rivayet etmiştir.

Ali radîyallâhu anhu'dan rivâyet edilen hadîs sâbit değildir. Bu hadîse i'timad edilmez.

Kişi kendisi için sâlih ameller hususunda geyretli olur Yüce Allah da onun sevabının aynısını Nebî sallallahu aleyhi ve sellem'e verir. Böylelikle Nebî sallallahu aleyhi ve sellem hem kendi amellerinin sevabını hem de ilkinden sonuncusuna bütün ümmetinin yapmış olduğu amellerin sevabını alır. Allah'ın onu paygamber olarak göndermesinden kıyâmete kadar ilkinden sonuncusuna bütün ümmetinin ecirlerinin aynısı ona da yazılır.