«15/150»
«Kadın, kocasının yatağını mazeretsiz terk ederek sabahlarsa, melekler sabaha kadar o kadına lânet ederler.» (Müslim)
Mezhep Taklîdinin Hükmü

Şeyh Sâlih es-Suheymî'ye soruldu: Allah size ihsânda bulunsun. Bazı âlimler dört mezhep îmâmının taklîd edilmesi vâciptir diyorlar. Bazıları buna şirk diyor, (Şeyh: Estağfirullah) bazıları ise müstehab görüyor. Sözün özü nedir?

Şeyh Sâlih es-Suheymî'ye soruldu: Allah size ihsânda bulunsun. Bazı âlimler dört mezhep îmâmının taklîd edilmesi vâciptir diyorlar. Bazıları buna şirk diyor, (Şeyh: Estağfirullah) bazıları ise müstehab görüyor. Sözün özü nedir?

Cevap: Dört îmâmın hepsi de -Allah'ın rahmeti üzerlerine olsun- Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaat âlimlerindendir. Aynı şekilde onlara muâsır olan ve onlardan önce ve sonra gelen imâmlar da böyledir. Dört imâm bu ümmeti dört tâife şeklinde sınıflara ayırmadı. İnsanlara zorunlu olarak kendi mezheplerine uymayı da emretmediler. Eğer müslüman, âlim yahut muhakkik bir ilim talebesi ise, ihtilâf edilen muayyen mes'elelerin delîllerini araştırması gerekir. Onun herhangi birini taklîd etmesi câiz değildir. Avama gelince, onlar ilim ehline sorarlar. "Eğer bilmiyorsanız zikir ehline sorun." Ayrıca "Âlimleri taklîd eden kimse müşriktir." denilmesi câiz değildir. Bu gerçekten çok tehlikeli bir sözdür. Âlimler ictihâd ettiler. Onlar isâbet de etseler, hata da etseler; isâbet ettikleri yahut hata ettikleri (ictihâdları) sebebiyle ecir alırlar. Hepsi de şöyle demiştir: "Hadîs sahîh olduğunda benim mezhebim odur."

Yine şöyle dediler: "Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem'in sözüne aykırı bulduğunuz görüşlerimi duvara çarpın." Ehl-i Sünnet âlimlerinden hiçbiri "Âlimleri taklîd eden câhiller, müşriktir." dememiştir. Ben bundan önce böyle bir söz duymamıştım. Lâkin, âlimler -kim olursa olsun- delîlin onun görüşüne muhâlif olduğu senin için açığa çıktığında herhangi birinin görüşüne taassubu harâm saymışlardır. Dört imâmı ve diğerleri bir yana, bir sahâbî dahi olsa, herhangi birinin (görüşlerine) taassub etmen harâmdır. Evet, sahâbeyi seviyoruz, onları yüceltiyoruz. Onları seviyoruz, onlara buğzedenlere buğzediyoruz. Onlara olan sevgimizle Allah'a yaklaşıyoruz. Yine onlara buğzedenlere beslediğimiz öfkeyle Allah'a yaklaşıyoruz.

Lâkin, herhangi bir şahsın Kur'ân ve Sünnet'ten açık bir delîle muhâlif bir görüşü varsa onu alır mıyız, yoksa terk mi ederiz? Sadece dört mezhep imâmı değil, sâhabeler bile ihtilâf ettiler, ey kardeşlerim! Lâkin, onlar akîde husûsunda ihtilâf etmediler. Tevhîd husûsunda ihtilâf etmediler. Menhec husûsunda ihtilâf etmediler. Bazı fıkhî meselelerde ihtilâf ettiler. Bunlar ise ittifâk ettikleri şeylere kıyasla azdır. Onlardan her biri, kendilerine soru sorulduğunda başkalarına yönlendirirlerdi. Allah onlardan razı olsun.